28 Nisan 2009 Salı

Suskunluğum gururumdan

Geçen yaz bulabildiğim bütün pembe domateslerin tohumlarını elimden geldiğince iyi muhafaza edip heyecanla bu baharı bekliyordum. Kendimce herşey tamamdı, tohumlar, karton saksılar, torf, organik toprak, haddinden fazla sevgi, vs..

1. tur ekimim Mart ortası civarıydı, yaklaşık 30 tohum çimlenirme için uygun olabileceğini düşündüğüm yumurta kartonlarına yerleştiler. 8-9 gün içinde çimlendiler, boyunlarını doğrulttular, iki yaprak çıktı, boy attılar, boy attılar, boy attılar "Allah allah bizimkiler boya gidiyor" derken pat pat pat torfun üstüne iki seksen serildiler. Suyunu az mı verdik, suyunu çok mu verdik, güneşte mi kaldı, karanlıkta mı gibi vicdan azaplarıyla bir kaç gün geçirip ilk hafta sonu ikinci tur tohumlarımı ekmeye karar verdim.
2. tur ekimim bir tık -bu tık lafı da mesleki deformasyon, reklamcılar çok kullanır, "Bu yazılar bir tık daha büyük olsa, müzik bir tık yüksek olsa, ürün bir tık daha fazla görünse"- Neyse, ikinci tur ekim bir tık daha başarılıydı, 9-10 tanesini kurtarabildim. Aşağaıdaki fotograf onlardan biri işte.


Kurtarabildim derken diğer bloglara bakıp herkesin 5-6 yapraklı, kalem gövdeli fidelerini görünce sinirim zıplamıyor değil tabii. Ama olsun benimkiler ağır ama emin adımlarla ilerliyorlar. İşte bu yandakiler o kahramanlar. Evin en yaşlıları. Kapalı balkondalar, 2-3 günde bir yarım çay bardağı su veriyorum.

Bazılarında 3. yaprağın çıkacağına dair minik hareketler var, kendimi çok zorlayıp gözlerimi iyice kısıp baktığımda iki yaprağın arasında nokta kadar bir şey görüyorum.


Tabii bu "büyük" başarı bende zaptedilemez bir motivasyona yol açtı ve
2-3 haftada bir yaklaşık 10'ar tohum daha ekmeye başladım.
Sağdaki fotograftaki 3. tur ekim -3 hafta önce ektiklerim- boyunlarını güneşe uzatıyorlar.

Bu sefer karton saksıya değil Bauhaus'ta orkidelerin durduğu plastiğe ektim. Satmıyorlardı da rica ettim, aldım. Yani her orkide saksısı büyüklüğündeki çukurda 4-5 fidecik var ve gayet de mutlular. Tabii bu mutluluk ne kadar sürer, bünyeye ne yapar bilemiyorum şu an.
Hayır yani bundan öncekilerde gözümüzün bebeği gibi baktık, çok da süper gitmedi artık biraz saldım çayıra mevlam kayıra yöntemini deniyorum.
Geçen iki hafta işten eve çoğunlukla 01.30 - 02.00 gibi döndüm, yine de o yorgunlukla ilk onlara gidip bakıyorum, nasıl salmaksa artık.

Ve bugün haftasonları dahil işe gitmediğim ilk gün 4.tur ekimi yapıp son 10 tohumluk grubu ektim. Bu seferki ekim alanım ofise yemek getiren şirketin ayran taşıma paketi (Görüldüğü gibi kalite gittikçe düşüyor) Yine de torfları, suları, herşeyleri tamam. Üstlerini de naylonla örttüm.
Bu kadar çok tohumum olduğunu ben de bilmiyordum, geçen seneki 8-10 domatesten nesiller yetişiyor nesiller...



1 yorum:

  1. Bilgiler için teşekkürler.. Satışını yapmakta olduğumuz bir domates yetiştirme saksısı, konuyla ilgilenenlerin ilgisini çekebilir.. Time Dergisi tarafından 2005 yılında En İnovatif Tasarım ödülü alan bu saksı tavana asılıyor ve domatesler aşağıya doğru salkım şeklinde büyüyor.. Şu linki takip ederek görebilirsiniz: http://www.dahifikirler.com/VEGIE-GROWER_237.html?search=vegie#0

    YanıtlaSil